Bana en büyük hayalin ne dedikleri zaman her seferinde cevabım ‘Dünya’yı dolaşmak!’ oldu.Bu hayali biraz küçültmek istersek en çok gitmek istediğin ülke neresi derlerse yıllardır ‘İtalya’ diye cevap verdim. İtalya’da ise en çok görmek istediğim yer tarih kokan sokaklarıyla Roma’ydı. İtalya’ya gitmeden önce sıralamayı Roma,Floransa,Venedik olarak yapmıştım. Bu 3 şehri gezdikten sonra ise sıralamamda ufak bir değişiklik ile Floransa birinci sırayı aldı. Roma’ya gidince hayal kırıklığı mı yaşadım hayır hala çok seviyorum ve yüzlerce kez gidebilirim ama Floransa, sanat’ın merkezi olmasının dışında adım attığımız andan itibaren bize huzur veren bir şehir oldu. Tabi her iki şehirde de ayrı ayrı keyif aldık. Roma’ya asla haksızlık yapamam çünkü baştan sona kadar çok keyif aldığımız seyahatlerimizden oldu..
Roma’da ulaşım,konaklama ve yeme,içme nasıl yapılır yazımı okumak için buraya tıklayabilirsiniz!
Şimdi gelelim Roma’da nereler gezilir? Kaç gün kalmak gerekir? Başlıca gezilecek yerler nerelerdir ve Roma’da neler yapılır bunları öğrenmeye. Roma’da gezmeniz gereken en önemli yerleri aşağıya sıralıyorum.Tüm detaylarıda yazıyorum. Peki Roma’da kaç gün kalmak yeterlidir? Bu tamamen size bağlı aslında ne için gidiyorsunuz ve nereleri merak ediyorsanız yani 3 günde’de gezebilirsiniz 1 hafta’da gezebilirsiniz tamamen sizin vaktiniz,bütçeniz ve önceliklerinizle ilgili yinede bence en az 3 gün’den aşağıya düşmemeli diye düşünüyorum. İtalya pahalı bir ülke olduğundan dolayı bütçenize göre hareket etmeniz gerekecektir. En azından 3 günlük bir Roma seyahati başlıca gezmeniz gereken yerler için yeterli olacaktır. 3 günden fazla kalırsanız sıkılırmısınız tabi ki hayır Roma büyük bir şehir olduğundan dolayı kaldığınız gün sayısına göre kendinize gezecek farklı bir yer muhakkak bulabilirsiniz.
Roma Pass Kart
Gezilecek yerlere geçmeden size biraz Roma Pass Karttan bahsedicem. Roma Pass kart nedir ne işe yarar derseniz bu kart Roma’daki toplu ulaşım sistemlerinde aldığınız gün sayısına göre ücretsiz binme hakkı sağlıyor. Şöyle ki 48 saatlik ve 72 saatlik olmak üzere yani 2 ve 3 günlük satılıyor. Siz kalacağınız güne göre hangisini alırsanız bunlarla havalimanı ulaşımı hariç şehir içinde tüm,toplu taşımalara ücretsiz binebiliyorsunuz. Ayrıca Kolezyum gibi yerlere de sıra beklemeden hızlıca girmenizi sağlıyor. Eğer Roma’da 2-3 günden fazla kalıcaksanız Roma Pass kartı almanızı öneririm.
Kısaca avantajları nelerdir diye sorarsanız şu şekilde yazıyorum;
- 48 saatlik kart ile ilk yere ücretsiz, 72 saatlik kart ile ilk 2 yere ücretsiz giriş. Yani bileti aldıktan sonra Kolezyuma giderseniz direk ücretsiz bilet almadan ve hızlı giriş yapabiliyorsunuz.
- havalimanı ulaşımı hariç metro,otobüs gibi tüm toplu taşımalarda ücretsiz kullanım.
- Bir çok yere indirimli giriş. İndirim olan yerlerde Roma Pass kart etiketini görebilirsiniz.
- Kolezyum, Capitoline Müzesi ve Castel Sant Angelo’ya hızlı giriş,
- Roma haritası,
- Big Bus, City sightseeing vb hop on hop off otobüs turlarında %15 indirim,
- Havaaalanı Sit Bus shuttle 1 Euro indirim gibi haklara sahip oluyorlar.
Roma Pass kartı internet sitesindende alabilirsiniz veya şehre vardığınızda havalimanı,tren garları,turist bilgilendirme noktalarından satın alabilirsiniz. Biz Roma’yı yürüyerek keşfetmek istememize rağmen bu kartın 48 saatlik olanını aldık ve gerçekten çok işimize yaradı. Hem girmek istediğimiz yerlere ücretsiz ve sıra beklemeden girdik hemde yorulduğumuz anda metro ile kolayca ulaşım sağladık.Online almak kolay görünsede şehre vardığınızda almak daha kolay aslında hatta havalimanından çıkmadan direk satış noktalarından almanız mantıklı olur.
İnternet üzerinden almak isterseniz buraya tıklayarak alabilirsiniz.
Roma’da Gezilecek Yerler
1.Kolezyum
Roma’da gezilmesi gereken yerlerin başında tabi ki Kolezyum geliyor. Usta komutan Vespasianus tarafından M.S 72 yılında yapıma başlanan ve Flavianus Amfitiyatro olarak da bilinen Kolezyum bir arenadır. M.S 80’de Titus döneminde tamamlanmış olup daha sonraki değişiklikler Domitian döneminde yapılmıştır.İmparator burda kendi eğlenceleri ve Roma halkını eğlendirmek için Gladyatör ve hayvan dövüşleri düzenlerdi. Dövüşlerden başka infazlar,tarihi savaşların temsili gösterimleri ve tiyatro oyunları oynanırdı. Kolezyum, Roma İmparatorluğu döneminde halkın en önemli eğlenci alanıydı. 2007 yılında Dünya’nın Yeni Yedi Harikası’ndan biri seçilen Kolezyum, günümüzde de en çok turist çeken yerlerin başında gelir.
Kolezyum hakkında daha fazla bilgi için Kolezyum yazımı burdan okuyabilirsiniz!
Roma’yı keşfetmek için oldukça uygun bir nokta olan Kolezyum tüm ihtişamıyla bizimde çok beğendiğimiz yerlerden oldu. Özellikle ben hem gündüz hem akşam görmenizi tavsiye ediyorum. Akşam gittiğinizde içeri giremesenizde yapılan ışıklandırmalarla ayrı bir güzel duruyor. Hem sabah hem akşam gitmeniz görmeniz gereken yerlerden bence. Kolezyum’un iç kısmı ve arena bölümünün bir kısmı depremlerde yok olsada hala gezip kalıntıları görebileceğiniz kısım.Kolezyum, bence dışarıdan daha güzel ve ihtişamlı duruyor içeriye girdiğimde dışarıdaki etkiyi yaşamadım fakat içeriye girmenizde kesinlikle fayda var hem merakınızı giderirsiniz hemde bilgilenmiş olursunuz.
Kolezyum’a girmek için gişeden bilet alabilirsiniz.Fakat turist sezonunda oldukça uzun kuyruklar bekleyebilirsiniz. Biz 2 günlük Roma Pass kartı almıştık ve bu sayede hem ulaşımı hallettik hemde bu kartla ücretsiz ve sıra beklemeden Kolezyuma girmiştik. Gittiğimizde o kadar çok sıra vardı ki iyi ki Roma Pass kartı almışız dedik. Roma Pass kartı olanlar için ayrı bir giriş yeri oluyor ve sıra beklemeden rahatlıkla içeriye girebiliyorsunuz.
İnternetten satılan bilet fiyatı 18-65 yaş arasına 16 euro olup 18 yaş altı ile 65 yaş üzeri için ise giriş ücretsiz. Bu bilet ile Roma Formu ve Palentino Tepesine’de girebiliyorsunuz. Avrupa vatandaşları için 18-25 yaş arasına bilet fiyatı 2 Euro. Eğer internetten bilet alırsanız yoğun dönemlerde uzun kuyruklar beklemeden direk içeriye girebilirsiniz internetten rezervasyon için 2 euro ekstra ücret ödemeniz gerekiyor.Uzun kuyruklarda beklememek için bu ücreti düşünmeden vermenizi öneririm.
Güncel bilet fiyatlarını görmeniz ve satın almanız için buraya tıklayabilirsiniz.
2.Constantine Takı
Konstantin (Constantine) Takı yada Zafer takı 1.yüzyıl yapısı olarak ilk Hristiyan imparator Konstantin’in zaferini kutlamak amacı ile inşaa edilmiştir. Konstantin rakibi Maxentis’u yendikten ve Roma’yı ele geçirdikten sonra zaferinin 3.yılında Roma’ya geldiğinde halk ve Roma senatosu tarafından bu tak ile karşılanmıştır.
Kolezyum’a çok yakın mesafede bulunan Konstantin Takı Kolezyum’dan baktığınızda direk görebileceğiniz bir konumda. Yürüyerek çok kolay bir şekilde ulaşabilirsiniz. Konstantin Takı, 21 metre yüksekliğinde 25.6 metre genişliğindedir. Konstantin Takı’nın üzerinde Latince yazılar ve kabartmalar bulunur.Yazılarda Konstantin’in Romayı kurtarmasından bahseder. Kolezyum’a geldiğinizde buradan çıkıp yürüyerek Zafer Takı’nın bulunduğu yere gidip inceleyebilirsiniz.
3.Roma Forumu
Roma İmparatorluğunun ticaret,iş,ibadet ve adalet gibi yönetimlerin merkezi olan Roma Forumu yada Romalıların kullandığı ismi ile Forum Magnum Kolezyum’un batısında yer alıyor. Kolezyum’dan çıktından sonra yürüme mesafesinde ulaşabileceğiniz Forum bölgesinin içerisine M.Ö 5.yüzyıl ile M.S sonra 7.yüzyıl arasında bir çok dini yapı,anıt ve yönetim merkezi inşaa edilmiş.
18-20.yüzyıllar arasında yapılan kazı çalışmaları sonucu gün yüzüne çıkarılan yapıların olduğu Foruma Kolezyum ile girdiğiniz bilet ile girebiliyorsunuz. Ekstradan bilet almanıza gerek yok Roma Pass kartınız var ise yine bu kartı göstererek girebiliyorsunuz. Kolezyum’da yorulduktan sonra buraya gelip hem alanı gezip hemde ağaçlar altında dinlenebilirsiniz.
4.Trevi Çeşmesi (Aşk Çeşmesi)
La Fontana di Trevi yani Trevi Çeşmesi bizdeki ismi ise Üç Yol Çeşmesi yada popüler ismi ile Aşk Çeşmesi 🙂 Rivayete göre üç yol kavşağında bulunduğundan dolayı, diğer bir rivayete göre ise üç yer altı su yolunun burda toplandığı için İtalyanca’da 3 yol anlamına gelen ‘Tre-vi’ kelimelerinin birleşiminden oluşan ismi aldığı söyleniyor. Roma’ya gelen herkesin uğrak noktası olan çeşme oldukça popüler hatta Roma’ya gelenler çeşmeyi görmeden asla geri dönmüyor.Bundan dolayı özellikle turistik sezonlarda oldukça yoğun ve kalabalık oluyor. Sabah erken saatlerde yada akşam geç saatlerde gelirseniz boş bulma ihtimaliniz var hele ki hava birazda güzelse günün her saati dolu oluyor.
Papa XII.Clement’in istediği ile 1732’de heykeltraş Nicola Salvi tarafından yapılan Aşk Çeşmesi klasik ve barok mimari örneklerini taşıyor. Yapımında bir çok sanatçının yer aldığı çeşme 30 yılda tamamlanabilmiş. 1762’de bitirilen çeşme üzerinde mitolojik kahramanlar betimlenmiştir. Roma mitolojisinde su ve deniz Tanrısı olan Neptün ve iki yanında deniz ulakları ile birlikte birçok mitolojik karakter yer alıyor. Yaygın inanışa göre çeşmeye sırtınızı dönüp sağ eliniz ile sol omuzunuz üzerinden havuza dilek dileyip para atarsanız dileğinizin kabul olduğu düşünülüyor. Her yıl binlerce turist buraya gelip bu inanışı uyguluyor ve bu sayede havuzda oldukça para birikiyor. Bu para boşa gidiyor diye düşünmeyin havuza atılan paralar belirli zamanlarda toplanıp yoksullara ve yardıma muhtaç olanlara bağışlanıyor. Bu inanışa, inanın yada inanmayın farketmez attığınız para yoksullar için kullanılıyor ve sizde yardım etmiş oluyorsunuz.
Aşk Çeşmesi, bence Roma’da yine hem gündüz hemde akşam görülmesi gereken yerlerden geliyor. Etrafındaki kafeler ve sokaklardaki hediyelik eşya dükkanları ile oldukça keyifli vakit geçirebileceğiniz bir yer. Akşam geldiğinizde yapılan ışıklandırmalar ile çeşme ayrı bir güzel duruyor. Fakat dediğim gibi yoğun dönemlerde oldukça kalabalıkla karşılaşabiliyorsunuz.
5.Vittorio Emanuele II Abidesi
Birleşmiş İtalya Krallığı’nın ilk Kralı II.Vittorio Emanuele’yi onurlandırmak için 1885-1911 yılında yapılmıştır. Giuseppe Sacconi tarafından yapılan Abide, beyaz saf mermerden yapılmış olup görkemli merdiven ve heykellere sahiptir. Neo-Klasik tarzda inşaa edilen Abide’nin ortasında at üzerinde Vittorio Emanuele’nin heykeli sağ ve üst kısımlarda ise mahşerin dört atlısı üzerinde tanrıça Victoria bulunur. Abide’nin ön kısmında I.Dünya Savaşı’nda ölen askerleri onurlandırmak için hiç sönmeyen bir ateş yanar. Alt tarafta ise İtalya Birleşme Müzesi bulunuyor dilerseniz burdaki bayrak ve silahlarıda görmek için girebilirsiniz.
Şehrin en görkemli yapılarından olan Abide,Venezia Meydanı ile Capitoline Tepesi arasında yer alıyor. Eğer teras kısmına çıkarsanız muhteşem kent manzarasını izleyebilirsiniz. Vittorio Emanuele Abidesi gerçekten oldukça heybetli duruyor ve o kadar yüksek ve genişki ne tarafına bakacağınızı şaşırıyorsunuz. Abide’nin merdivenlerine oturmak ve çanta gibi eşyalarınızı koymanız yasak. Oturmaya kalkarsanız yada herhangi bir eşyanızı yere koyarsanız nöbetçi askerler anında uyarıda bulunuyor size. Abide’yi İtalya halkının bir kısmının beğenmediği hatta düğün pastasına benzettiğini duydum.Beni etkileyen şey ise heybeti ve bembeyaz parlayan mermerleri oldu. Roma gezinizde kısada olsa listenize almanızı öneririm.
6.İspanyol Merdivenleri
İspanyol Merdivenleri ve Piazza di Spagna yani İspanyol Meydanı adını bölgedeki İspanya Büyükelçiliğinden alıyor. Aşk Çeşmesi’ne yürüyerek 10 dakikalık mesafede bulunan merdivenler 1723-1726 yılları arasında Francesco De Sanctis tarafından merdivenlerin üst kısmındaki Trinita dei Monti Kilisesi’ne meydandan ulaşım sağlamak için yapılmıştır. Roma’nın en meşhur yerlerinden olan merdivenler Roma’daki gençler ve turistler tarafından oldukça rağbet görüyor. 138 basamaktan oluşan merdivenlerde birşey yemek içmek yasaklanmıştı 2019 yılında ise alınan kararla merdivenlerde oturmak yasaklandı.
İspanyol Merdivenleri hakkında daha fazla bilgi için yazımı buradan okuyabilirsiniz!
Karşısında Roma’nın en ünlü alışveriş caddelerinden biri olan Via Condotti bulunuyor. Dünyaca ünlü mağazalarında yer aldığı cadde oldukça kalabalık olabiliyor.Alışveriş yapıp yorulanlar dinlenmek için merdivenleri kullanıyor. Merdivenlerin tam altında kayık şeklinde süs havuzu bulunuyor. Günün her saati turist kalabağıyla karşılaşabileceğiniz merdivenlerde günün yorgunluğunu atmak için oturup cadde’deki insanları ve meydanı izlemek oldukça keyifli. Bizim Roma’da ki en sevdiğimiz ve keyif aldığımız yerlerden oldu o kadar çok yürümüştük ki buraya gelip hem dinlenip hemde şehrin tadını çıkardık. Roma denilince akla gelen ilk yerlerden olan merdivenlerde oturmak yasaklansada en azından gelip merdivenleri çıkmanızı ve dolaşmanızı tavsiye ederim.
7.Navona Meydanı
M.S 1.yüzyılda Papa X. Innocent isteği ile İmparator Domitian tarafından yaptırılan stadyumun yerine inşa edilmiştir. Etrafındaki kafe ve restaurantlar ile Roma’nın oldukça popüler meydanlarından olan Navona Meydanı bir çok Hollywood filminede ev sahipliği yapmıştır. İtalya geçen çoğu filmde meydanı görebilirsiniz. Şehrin kalbi sayılan ve oldukça işlek olan meydanda performans sergileyen sokak sanatçılarını izlemeniz mümkün. Zaman zaman kurulan seyyar hediyelik eşya tezgahlarına denk gelirseniz alışverişde yapabilirsiniz.
Meydan’da İtalyan mimar Gian Lorenzo Bernini’nin Nil, Rio de la Plata, Ganj ve Tuna nehirlerinden ilham alarak tasarladığı Fontana dei Quattro Fiumi çeşmesi yer alıyor. Gece gündüz oldukça işlek ve canlı olan meydanda yine Roma’da gezip bir kafede oturup soluklanacağınız yerlerden.
8.Pantheon
Roma’nın en eski ve günümüze kadar en iyi korunan yapısı olan “Tüm Tanrıların Tapınağı” anlamına gelen Pantheon, Antik Roma’nın tüm tanrıları için yapılmıştır. İmparator Hadrianus tarafından MS 126’da inşaa edilen tapınak M.S 7.yüzyıldan beri kilise görevi görmektedir. Yapının içerisinde bir çok kral’ında mezarı yer alıyor.
Görkemli yapının en etkileyici kısımlarından biri 43 metrelik yüksekliğinde ve çapında bulunan kubbesindeki boşluktan içeriye güneş ışığı’nın girmesi. Yapının ortasından yukarıya baktığınızda kubbedeki boşluğun tam altında durup inceleyebilirsiniz. Hem içeriden hemde dışarıdan baktığınızda yapı gerçekten sizi etkiliyor. Bunun sebeplerinden biri sanırım günümüze kadar çok iyi korunmuş olması.İçerisi her ne kadar kiliseye çevrilmiş olsada parlak mermer zemini ve duvarlarındaki detaylar oldukça etkileyici. Pantheon’u Roma’ya geldiğinizde ziyaret etmenizi öneririm.
9. Vatikan – Aziz Petrus Meydanı
Vatikan Roma sınırları içerisinde yer alan İtalya’dan bağımsız Dünya’nın en küçük devletidir. Devlet başkanı’nın Papa olduğu ve Hristiyanlığın katolik mezhebinin yönetim merkezidir. Yılın her günü turist yoğunluğu olan Vatikan 50 hektarlık genişliğiyle gezilecek bir çok yer barındırıyor. Dünya’nın en ünlü meydanı olan Azis Petrus Meydanı Papa VIII. Alexander için 1656-1667 yılında yapılmıştır. Vatikan müzelerininde yer aldığı meydanda her yıl başında ve bildiğim kadarıyla Pazar günleri Papa halka sesleniyor. Özellikle bu günlerde meydan aşırı kalabalık olabiliyor. Vatikan müzelerini ve Aziz Petrus Bazilakasını gezmeniz için uzun kuyruklarda saatlerce bekleyebilirsiniz. Biz gittiğimizde yağmur yağmasına rağmen çok uzun bir sıra vardı biz bu uzun kuyruğu göze alamadığımızdan meydanı dolaşmakla yetindik.
Vatikan’da gezebileceğiniz diğer yerler Vatikan Bahçeleri ve eski bir Papalık kalesi olan Sant Angelo Kalesi (Kutsal Melek Kalesi). Sant Angelo Kalesi’nin diğer bir önemi Osmanlı Sultanı Fatih Sultan Mehmet’in oğlu Cem Sultan’ın esir tutulduğu kaledir. Kale bir dönem zindan/hapishane olarakta kullanıldığından Cem Sultan burada 5 yıla yakın esir kalmıştır. Vatikan müzeleri’nin olduğu yerden yürüyerek ulaşabileceğiniz kaleye Tiber Nehri üzerindeki bir köprüden geçerek ulaşabiliyorsunuz. Biz Vatikandayken yağmur o kadar şiddetliydi ki meydan ve cadde harici çok dolaşamadığımızdan kaleye gidemedik. Eğer vaktiniz varsa muhakkak kaleye de bir uğrayın derim.
10.Nemi Köyü-Çilek Köy (Bonus)
Roma’ya 3o km uzaklıkta olan Nemi Gölü’nün heme üstünde bir tepeye kurulan çilek kokulu köy. Nemi Köyü’nde dağ çilekleri yetiştirildiğinden dolayı çilek köy adını almış. Burası daracık sokaklarıyla o kadar güzel bir yer ki eğer Roma’da vaktiniz varsa 1 gününüzü buraya ayırmanızı kesinlikle tavsiye ederim. Biraz hem dağ havası alıp hemde huzurla dolup kafa dinleyebileceğiniz Nemi’ye günübirlik gelebilirsiniz. Rengarenk dükkanları,kafeleri görünce hepsine girmek isteyebilirsiniz. Bu arada ilginç bir bilgi vereyim burası Çanakkale’ye bağlı İntepe Köyü ile Nemi Köyü kardeş ilan edilmiş. Buraya Türkler turlarla ve bireysel olarak o kadar çok geliyorlarmış ki dükkanlarda türkçe yazılar görmeniz mümkün.
Çilek Köyü Nemi hakkında daha fazla bilgi için yazımı Nemi köyü yazımı buradan okuyabilirsiniz!
Nemi Köyü’nde her yıl Dağ Çileği festivali yapılıyor. Çilek Kokulu köy olan Nemi’deki kafelerde çilekli tatlılar o kadar güzelki denemenizi öneririm. Ayrıca hediyelik eşya dükkanlarında dağ çileği,ahudu,böğürtlenden yapılan reçeller, marmelatlar,şampuanlar,sabunlar ve daha bir çok şey alabilirsiniz. Nemi Köyü’ne nasıl gideceğinizi ve neler yapacağınız ile ilgili detaylı bir yazı yazmayı düşünüyorum. Orda tüm detayları görebilirsiniz en kısa zamanda.
Roma’da gezilecek daha bir çok nokta mevcut ben ilk akla gelen yerleri yazdım. Biz Roma’yı gerçekten çok sevdik ve gezerken çok keyif aldık defalarca gidip gezebileceğimiz yerlerden olabilir. Roma ile ilgili görüş ve önerilerinizi bekliyorum sevgiler 🙂
Son yorumlar